Faaliyet Tarihi: 4-5 Kasım, 2017
Ekip Lideri: Özgür Özmete
Faaliyet Sorumluları: Kardelen Cemhan, Gürkan Mert Mercanoğlu,
Katılanlar: Batuhan Atılgan, Erkin Özel, Genco Leci, Gürkan Mert Mercanoğlu, Kardelen Cemhan, Yusuf Mert Demirlenk, Almina Akbalçık, Sadi Can Sönmez, Deniz Sarıkaya, Zeynep Kısakürek, Aquila Mazzinghy, Sinan Erboy, Burcu Yıldız , Abdullah Ünal
Kullanılan Malzemeler: Kamp malzemeleri, klasik yürüyüş malzemeleri
Hava Durumu: İlk gün bulutlu, ikinci gün sisli ve rüzgarlı.
4 Kasım Cumartesi
6:06’da, servisimizin Ana kampüsten çıkması ile faaliyetimiz başladı. 6:14’te Batı kampüs, 6.38’de Levent’ten arkadaşlarımızı ve hocamız Özgür Özmete’yi alarak yolumuza devam ettik. Hava tahminleri öğlene doğru yağmur gösterdiği için yağmura kalmadan çadır kurmak adına rotamızı Yenikapı’dan kalkan hızlı feribota çevirdik. Feribot büfesinden aldığımız tost ve çaylar eşliğinde kahvaltımızı ettik. Feribottan Mudanya’da indik ve kamp öncesi su akışverişimizi yapmak için yol üstündeki bir markette yönlendik. Yolda hocamız tarafından Mudanya ve Uludağ hakkında bilgiler aldık. Kamp alanında su bulma sıkıntısı yaşayacağımız için marketten kişi başı 4-5 litre su alarak son durağımız olan Uludağ Milli Parkı’na doğru yola çıktık.
10.55’te araçtan ayrıldıktan sonra son ekip arkadaşımız Batuhan ve dünyayı turlayan değerli arkadaşları Muammer ve Milan ile buluşarak kamp yükümüzle yola koyulduk. Yola çıkmadan çanta yerleştirme ve taşıma hakkında bilgilendirildik. Ortalama 40 dakikalık kısa yürüyüşümüz sonucu 12’de 1850 metredeki, Wolfram tesisinin alt kısmında kalan kamp alanına ulaştık. Yolda, yürüyüş sırasında ne zaman giyinip ne zaman soyunmamız gerektiği hakkında hocamız tarafından küçük bir eğtime tabi tutulduk.
Kamp yerine ulaşınca hiç zaman kaybetmeden bir arkadaşımız çay yapıp ısınmak adına su ısıtmaya başlarken diğer çadır arkadaşları çadırı kurmak için harekete geçtiler. Çadırları kurup mat ve tulumlarımızı de çadır içine attıktan sonra hocamız Özgür Özmete, çadır içinde zaman geçirme eğitimi almamız adına akşama kadar çadırdan çıkmadan vakit geçirmemizi istedi.
Çadırda 2-3 saatlik bir süre geçirip hafif atıştırdıktan sonra sohbet etmek adına çadırlardan çıktık. Hava soğuk ve kapalıydı. Biraz ısınmak için kamp alanını gözden kaçırmayacak şekilde kamp etrafında kısa bir yürüyüşün ardından hem ısınmak hem de Milan ve Muammer’in hikayelerini dinlemek adına yarıya bölünüp iki çadırda toplandık. Çadırlarda bir süre vakit geçirip, çay içip ısındıktan sonra hocamız toplandığımzı çadırlara uğrayıp Uludağ ve kampçılık hakkında genel bir bilgilendirme yaptı. Uludağ Kuzeyinde Kütahya, Güneyinde Bursa’dan gelen soğuk ve ılıman havanın tam ortasında çarpıştığı ve yoğun sis bıraktığı bir dağmış. Bu doğa olayı sebebi ile Uludağ’ın zorlu bir iklimi olduğunu öğrendik. Bilmiyorduk ki bu öğrendiklerimizi sonraki gün çok yakından deneyimleyecektik. Bu küçük eğitim ardından hepimiz kendi çadırlarımıza geçtik. Akşam yemeklerimizi yiyip, sıcak içeceklerimizi içip soğuk bir gece geçirmek üzere tulumlarımıza girdik.
5 Kasım Pazar
Önceki akşam zirve için yola koyulma saatini 8.30 olarak konuşmuştuk. Uludağ’ın dört zirvesi olan Zirvetepe, Şahinkaya, Kuşaklıkaya, Tutyeli zirvelerinden Zirvetepe’yi deneyecektik. Rahat rahat kahvaltı edip zirve çantamızı hazırlamak adına bütün çadırlar olarak 7’de uyandık. Çadır içinde kahvaltı edip sıcak içeceklerimizi hazırladık. Hocamız hava durumunun kötü olduğunu ve sis dağılmazsa yola çıkış saatini 9’a erteleyeceğini söyledi. Bunun kısa bir süre ardından, dağılacağına daha da yoğunlaşan sis yüzünden çıkış saatimizi 9’a erteledik. Hazırlanıp 9’da zirve denemek adına yola çıktık.
Biz yükseldikçe hava biraz daha bozmaya başladı. Sis artarken yanında sert ve soğuk havada eksik olmuyordu. Bu havaya ragman yıkılmayıp bir süre daha yola devam ettikten sonra daha yola çıkalı 1 saat olmuşken sırta 30 metre kala hava şartlarının daha da zorlaşması nedeniyle zirve denememizi iptal etme kararı aldık. Çadırları göreceğimiz mesafeye kadar indikten sonra eğitim olması adına biraz Wolfram tesislerine doğru yürüyelim dedik. Fakat şiddetli rüzgar ve yoğun sis bu yürüyüşü de bizim için imkansız kıldı. Hızlı bir şekilde 11:30’da çadırlara geri döndük ve 13:15’te kamptan yola çıkana kadar çadırlara girip biraz dinlenip ısındık.
Ardından eşyalarımızı ve çadırları toplayıp çantalarımız ile araca geri yürüdük. Eşyalarımızı araca yükledikten sonra 14’te dönüş yoluna koyulduk. “Bursa’ya kadar geldik iskendersiz dönmeyelim” diyerek, yolda bol soslu iskenderimizi de yiyerek midemizde sıcak iskender, suratlarımızda hafif bir yorgunluk ile uzun bir süre akıllardan çıkmayacak bu deneyimi sonlandırdık.
Sinan Erboy
