UludaÄŸ Kapı Roası – KeÅŸiÅŸtepe Zirvesi

Etkinlik Tarihi: 14-15 Mart, 2015

Ekip Lideri: Sönmez Erkaya

Etkinlik Sorumluları: Emre Fatih

Katılanlar: Sönmez Erkaya, Emre Fatih, Egemen Genç, Batuhan Atılgan, Mert Karpat, Hasan Baran Konca, Ayberk Yağız İdiz, Eyüp İlker Camgöz, Yusuf Altıparmak

Kullanılan Malzemeler: Kamp malzemeleri, klasik yürüyüş malzemeleri, kask, kazma, krampon, tırmanış malzemeleri

Hava Durumu: Zirve günü sabahtan güneşli öğleden sonra sisli, ilk gün sakin.

Faaliyet 14 Mart cumartesi sabah 04.00’de okuldan kalkan shuttle ile baÅŸladı. Yolda bazı üyeleri ve en sonda Sönmez hocamızı alarak vapurla Bursa’ya geçtik. Sabah Bursa’da hocamızın bugün öğlen yemeÄŸi olmayacak demesiyle de güzel ve doyurucu bir kahvaltının ardından dağın yolunu tuttuk. Yolda jandarma nedeniyle o günkü zirve planlarımızı bozan bir gecikme yaÅŸadıysak da en sonunda daÄŸa vardık. Kamp alanına giden yolun kapanması ve araçla geçilemeyecek durumda olması nedeniyle kamp alanında biraz deÄŸiÅŸiklik yaptık. Araçtan indikten sonra 2000 metrelerdeki kamp yapacağımız alana varmak için bir buçuk iki saatlik bir yürüyüş yaptık.

Kamp için ve bizim o anda kazacağımızdan haberimiz olmayan kar mağarası ve tuvalet için gayet uygun bir mekana 3 çadırlık kampımızı kurduk. Gelebilecek olan rüzgarı önlemek için çadır çevrelerine kardan sur denebilecek engeller yapmayı ihmal etmedik.

Çadırlar kurulduktan sonra üzerimizdeki yorgunluğu atmak ve KUDAK tarihindeki en göz kamaştırıcı kar mağarasını ve tuvaleti yapmadan önce çadırların içinde 45 dakika-1 saatlik bir dinlenme çay, çorba molası verildi. Bunun ardından Sönmez hocamızın çağrısıyla çadırlardan çıkıldı ve onun direktifleri doğrultusunda kazı çalışmaları başladı.

   Akşama doğru biten kazı işlemlerinin ardından çadırlara geçilip yemek pişirme süreçleri başladı. Bu süreçte yaptığı lezzetle patates yemeği ve tadına doyulmaz mantıyı tüm ekiple paylaşan Sönmez hocamız bütün gün kazı işlemleri nedeniyle yorgunluktan bitap düşen ekibin kurtarıcısı oldu. Planlarda sabah erken kalkıp zirve yapmak olduğu için ekibimiz akşam erkenden yatmaya çalıştılar. Gece genel olarak sakin geçtiği için kar mağarasını kullanmaya gerek kalmadı. Ama tuvaletin etkin bir şekilde kullanıldığını söyleyebiliriz.

Sabah erken kalkamamamız nedeniyle zirve hayallerinin ortadan kalkması gündeme düştü. 1-2 saatlik kahvaltı süresinden sonra çadırlardan çıkıldı ve eğitim için olduğu düşünülen yürüyüş başladı. Yürüyüş yukarı doğru devam ederken her adımda biraz daha yükseliyor ve zirveye biraz daha yaklaşıyorduk. Tırmanışın bir bölümünden sonra zirve yoluna girdik ve bir süre sonra artık hedefimizin zirve olduğunu anlamamızla grubun heyecanı ve hevesi bir anda yükseldi. Asıl tırmanış başlamadan önce bir küçük mola verdik ve kramponlarımızı giydik ve Sönmez hocamız bize nasıl tırmanacağımız ve nasıl düşeceğimiz konusunda önemli noktaları açıkladı. Aldığımız bu hızlı eğitimin ardından tırmanış başladı.

    KeÅŸiÅŸ tepesine olan tırmanış sırasında hepimiz tırmanış için geciktiÄŸimizi biliyorduk ve arkamızdan gelen ve geldiÄŸi anda yolculuÄŸumuzu tehlikeli bir seviyeye taşıyacak olan sis dalgasının farkındaydık. Bu etkenlerin hepsi bizi yıldırmaktan çok daha hızlı ve güçlü olmamız için bizi cesaretlendiriyordu. Bu cesaretimizi ve zirve açlığımızı yanımıza alarak en hızlı ÅŸekilde zirveye vardık. Zirveye vardığımızda saat 13.30’u gösteriyordu.

Zirvede hem KUDAK flaması altında hem de bireysel olarak resim çekildikten ve zafer naraları attıktan sonra hızla yaklaşan beyaz fırtınanın altında seri bir şekilde dönüş yolculuğuna başladık. Dönüşte inerken eğitiminde bir parçası olarak Sönmez hocamız hız kazanmamız açısından bize kayarak inme tekniğini canlı örneğini sergileyerek gösterdi.

Yapılan zirvenin ardından grup her ne kadar yorgun ve susuz olsa da sis ve ilerleyen saatin baskısı altında en iyi performansını göstererek kampa döndü. Kampın mümkün olan en hızlı şekilde toplanması ve etrafta herhangi bir şekilde bıraktığımız bir doğa dışı kirliliğin olmadığından emin olduktan sonra dönüş yolculuğuna başladık. Dönüşümüz farklı bir yol izlediğimiz için gelişimizden çok daha kısa sürse de, üstümüze düşen ve görüş mesafesini neredeyse sıfıra düşüren sis nedeniyle oldukça zorlu geçti. Ayağımız asfalta çarpar çarpmaz iki beyaz örtü arasında kaldığımız zorlu dönemi atlattığımızı anladık.

Gezinin en iÅŸtah açıcı kısmı olan Köfteci Yusuf’un köfteleri ve kaymaklı dondurmalı kadayıflarından bahsetmeden bu raporu bitirmek olmazdı.

Hasan Baran Konca