Ko niversitesi

Harmankaya Tırmanış ve Kampçılık Eğitimi

Tarih: 15-16 Kasım 2014

Ekip Lideri: Sönmez Erkaya

Faaliyet Sorumlusu: Sait Çakmak

Katılanlar: Sönmez Erkaya, Merve Şahin, Nursen Yılmaz, Betül Boran, Berfin Şimşek, Deniz Urut, Tansu Cabacı, Sait Çakmak, Hikmet Emre Kaya, Kaya Üke, Yavuz Ali Ekmekçioğlu, Emre Fatih, Laçin Özkuş, Canberk Arslan, Gürkan Mert, Julien Antonello, Jesselin Marc, Mehmet Ufuk Ural, Selen Duru, Enes Özer, Tuğrul Paçacı, Bengisu Balta, Serdar Özer, Mustafa Kızıltaş, Kubilay Eren

Kullanılan Malzemeler: Kamp ve Yürüyüş Malzemeleri, Kask, İp, Kolon, Yardımcı İpler, Karabina, ATC, Perlon ve diğer teknik malzemeler
Hava Durumu: Gün boyunca ılık, yağışsız 

15 Kasım – Dopdolu Bir Güne Harmankaya’da Merhaba!

Cumayı Cumartesiye bağlayan gece saat 4te, gecenin zifiri karanlığında yola çıkmaya karar verdik. Her ne kadar saat 5e yaklaşırken batı kampüsten ayrılmış, gecenin soğuğundan nasibimizi almış olsak da, yerini kısa süre içerisinde uykuya bırakacak neşeyle yolculuğumuza başladık.

Sabah saatlerinde Bilecik-Yenipazar Kasabasında Sönmez Hocamız ve başkanımız Merve’nin taşkın bir sabah enerjisiyle söyledikleri şarkılarla uyandık. Sonrasında, bir markete girip grup liderimizle, makarna, ton balığı, snickers ve diğer gereken malzeme alışverişimizi yaptık. Yine aynı civarda bulunan bir yerde çorbalarımızı içerek kahvaltımızı yaptık. Daha sonra da köyün kahvehanesine gidip, muhtarın ikram ettiği çaylarımızı içtik ve otobüsümüze binip Harmanköy istikametinde yola devam ettik.

20141116_155818

Harmanköy’e doğru giderken, yol üstünde terk edilmiş bir Ermeni köyünün evleri arasından geçtik. Harmanköy’e vardığımızda köyün gençleri olarak nitelendirebileceğimiz insanların 50li yaşlarda olduğuna tanık olduk. 10-11 yaşlarında küçük bir çocuk gördüm ama o da muhtemelen o Cumartesi gününde genç nine dedelerini ziyarete gelmişti. Köyün yerlileri bizi çok sıcak karşıladılar. Mesela misafirhanedeki tuvalet açılmamıştı, bunu gören bir köylü beni mağdur durumda bırakmamak için evine götürdü ve oradaki tuvaleti kullandım.  Sonrasında artan talebi görünce Harmanköylüler misafirhaneyi bir şekilde açtılar ve 5-6 kişi doya doya tuvaleti kullandık.

Köyün merkezindeki bu kısa tuvalet faslından sonra geride kalmış bir şekilde grubun arkasından kanyona doğru yürümeye başladık. Ancak geç kalmıştık ve ön grubun ne tarafa gittiğini bilmiyorduk. Bir süre sonra ön gruptan bizi bulmak için ayrılan Tansu’yla karşılaştık. Nursen ve Merve’nin de bal arama-bulma-pazarlık yapma çalışmasından ayrılıp bize katılmasıyla biraz gecikerek de olsa kanyona doğru harekete başadık.

harmankaya_44

Sonbahar havasıyla yapraklarını dökmüş ağaçların arasından eğimli yollardan geçtik. Yolun bir kısmının taşlı ve eğimin de biraz fazla olmasından dolayı ellerimi de kullanarak inmek zorunda kaldım ancak sonunda grupla beraber kanyona varmayı başardım. Enes, Julien ve Kubilay Abi, tecrübeli tırmanışçılarımız, kanyonda bir kayadaki rotayı tırmandılar. O sırada biz, bir diğer grup olarak kanyonun en dibine indik ve oradaki nehirle karşılaştık. Nehrin üstündeki kayalara oturduk ve ayaklarımızı suya soktuk. Ancak çoğumuzun ayaklarını suya sokmasıyla çekmesi bir oldu çünkü su çok soğuktu, ayaklarım kesiliyormuş gibi hissettim. Ancak bazı delilik ile cesur yüreklilik arasındaki ince çizgide duran arkadaşlarımız (Merve- Kaya-Emre) kafalarını suda en çok tutma yarışması yaptılar. Bir süre nehir etrafında eğlenip dinlendikten sonra geldiğimiz eğimli ve taşlı yolu geri çıkmaya başladık.

harmankaya_45

Harmanköy’e vardığımızda köyün balını, pekmezini, kuru üzümünü tattık ve bütün o ürünlerin doğallığını hissettik. Bu doğal ürünlerin bazılarını sipariş verdikten sonra, otobüsümüze binip kamp yerine harekete geçtik.

harmankaya_52

Kamp yerinde grup liderlerimizle çadırlarımızı kurmaya başladık. Hava beklendiği gibi yağmurlu olmadığı için rahat bir şekilde çadırlarımız kurup içine eşyalarımızı yerleştirdik. Sonrasında yiyeceklermizi alıp rotaların olduğu yere doğru çıktık. Deniz, Nursen ve Kubilay Abi lider çıkarak birkaç rota açtılar maalesef hava karamak üzere olduğu için hepimiz tırmanış yapamadık ama ben ilk kaya tırmanışımı yapma fırsatını yakaladım. Kayaya dokunduğumda çok keskin olduğunu farkettim ve hiç yükselemeyeceğimi sandım. Ama en azından elimden geleni yapacağımı biliyordum bunun için çıkabileceğim kadar çıktım ve kayayla ilk mücadelemi, Diren Harman rotasında vermiş oldum.

harmankaya_50

Karanlığın da çökmesiyle birlikte Mustafa Abi ateşimizi yakarken biz de kayanın dibinde gruplar halinde konuşlandık ve yemek yapmaya başladık. Sönmez Hocanın grubunda mantı yapıldığını farketmemizle biraz kendi yemeğimize burun kıvırmaya yeltensek de açlığımız ağır bastı ve soslu makarnamızı afiyetle yedik. Karnımızı doyurunca ateş etrafında toplandık ve sohbet etik. Daha sonra kamp bölgesine indik ve oradan isteyenler Harmanköy’e doğru gece yürüyüşüne çıktı, çok yorgun olanlar çadırlarında kaldılar.

Harmanköy’e vardığımızda köyün kahvehanesinde toplanıp okey-batak oynadık. Keyifle çaylarımızı içtikten sonra otobüsümüzle beraber çadırlarımıza döndük. Pek de soğuk olmayan havanın ve yorgunluğumuzun etkisiyle güzel ve derin bir uyku çektik.

16 Kasım – Harmanın Kayaları, Nazlıdır Rotaları

Sabah 6’da Sönmez Hocamızın Sarı Gelin ıslığıyla güne merhaba dedik. Her ne kadar uyku tulumlarından çıkıp sabah ayazıyla yüzleşmek zor olsa da, çıkıp kahvaltımızı hazırlamay koyulduk. Kardeş grubumuzla beraber çorba pişirdik, Sönmez Hocamızın her zaman söylediği gibi öncelikle içerden ısındık. Sonrasında sucuklu omletimiz, peynirli ekmeklerimiz eşliğinde güne güzel bir öğünle başlamış olduk.

Kahvaltılarımızı yapınca, hiç vakit kaybetmeden kayaların olduğu tırmanış bölgesine çıktık. Dünkü tırmanıştan sonra fazla malzeme taşımamak adına ipleri rotalarda bırakmıştık, döndüğümüzde de her şey yine bıraktığımız gibi bizi bekliyordu. Asıl amacımız bütün grubun emniyet almayı öğrenmesiydi. Bunun için herkes birkaç kere back-up alan bir kişinin de olması şartıyla emniyet aldı.

Harmankaya_23

Hepimiz elimizden geldiğince yükseğe çıkmaya çalıştık ama rotaların yeni olması dolayısıyla kayanın sert olması ve yer yer tuttuğumuz kısımların elimizde kalması tırmanışımızı zorlaştırdı. Tabii sürekli konfor içinde hiçbir sorun çıkmadan tırmanmadık, aksiyonlu anlar da yaşadık. Nursen’in tuttuğu kayanın elinde kalmasıyla birlikte gerçekleşen uçusunu gördüğümüzde yüreklerimiz ağzımıza geldi. Nursen’in düşüş anını tam olarak göremesem de Sönmez Hoca’nın alelacele telaşla ona koştuğunu gördüğümde çok korktum. Geriye doğru düşmüş Nursen neyse ki yere çok az bir mesafe kala Merve’nin eminiyeti sayesinde durmuş. Lider çıkışı sırasında böyle bir aksilik yaşanması Nursen’i de, bizi de, koyunlarını ürküttüğümüz için bize kızan çoban amcayı da çok korkuttu ve bizleri daha dikkatli olmaya itti.

O saate kadar hava da, tırmandığımız kayalar da çok soğuktu. Isınmaya başladığında saat öğlen 1’i bulmuştu ve biz bu saate kadar tırmanışlarımıza ve emniye alma çalışmalarımıza devam ettik. Fakat güne erken başlamamızın da etkisiyle epey yorulmuştuk. Sönmez Hocanın da izniyle 9-10 kişilik bir grup olarak yürüyüşe başladık ve tırmandığımız kayaların üstüne çıktık. İnanılmaz bir manzarayla karşılaştık. Meğer tırmanırken dönüp arkamızı baksak bu güzel manzarayı, kayaların heybetini görecekmişiz. Çıktığımız yerde dinlenirken sohbet ettik ve manzaranın tadını çıkardık. O sırada solo tırmanış yapan Sönmez Hoca ve Nursen’in de bulunduğumuz yerin biraz uzağında kayanın üstüne ayak bastığını gördük. Gelecek sefere geldiğimizde ip inişi veya üstten emniyetli(toprope) tırmanış yapabilmemiz için bir rotayı boltladılar. Liderimiz bu Tırmanış Bahçesinin bizler için tam bir eğitim alanı olduğunu belirtti.

Akşam 4 sularında kamp alanın dönmeden hemen önce yeniden herkesi bir araya getirdik ve teknik malzemeleri dağılım yapıp kamp alanına taşıyabilmek için paylaştırdık. Kamp alanına vardığımızda köyde siparişlerini verdiğimiz balın, pekmezin bize kadar gelmesi özellikle bazı arkadaşlarımızı çok sevindirdi. Alışveriş faslını bitirdikten sonra uyku tulumlarımızı, çantalarımızı, çadırlarımızı topladık. El birliği ile bütün malzemeleri kamp alanımızın 50 metre ötesindeki aracımıza yerleştirdik.

Hava koşullarının da elverişli olması sayesinde istediğimiz her şeyi yapabildiğimiz ve çok şey öğrendiğimiz verimli bir faaliyeti böylece geride bırakmış olduk.

20141116_155804

Son zamanlarda Harmankaya’da yapılması planlanan taş ocaklarına karşı köylülerin verdiği mücadeleyi destekliyor, “Diren Harman!” diyoruz!

KUDAK’la macera dolu faaliyetler devam edecek… Takipte kalın!

Berfin Şimşek

Yorum

*

captcha *

nakliyat evden eve nakliyat antakya evden eve nakliyat