Ko niversitesi

Sultan Dağları Gelincik Ana Zirvesi

Tarih: 16 – 17 Kasım 2013

Ekip Lideri: Sönmez Erkaya

Faaliyet Sorumlusu: Cihan Oklap

Katılanlar: Cihan Oklap, Baran Baskazancı, Nursen Yılmaz, Dağlar Özkan, Utku Yurtcu, Cheng Kai Wang, Emre Fatih, Buğra Bayık, Deniz Urut, Hasan Fırat Yıldız, Efehan Madran ve KLOSDAK ekibi

Kullanılan Malzemeler: Kamp malzemeleri, baton, kask

Hava Durumu: Genellikle güneşli ve serin, faaliyetin sonlarına doğru sisli

15 Kasım akşamı 22.00-22.30 civarında Ana Kampüsten yola çıktık, Batı Kampüse uğradık ve yol üzerinde hem okuldan birkaç arkadaşımızı hem de Sönmez hoca ile birlikte KLOSDAK ekibini alıp yola devam ettik. Kocaeli taraflarında kısa bir ihtiyaç molası verdik daha sonra Sakarya civarında yeniden mola verip Afyon’a kadar geldik. Yolculuk boyunca çoğumuz uyuduk ancak benim gibi cam kenarında oturanlar biraz üşüyerek uyudu. Sabah Afyon’a vardığımızda bir dinlenme tesisinde kahvaltımızı yapıp Çay’da çadır gruplarımızla birlikte yiyecek-içecek alışverişi yaptık ve kamp alanımıza en yakın köye vardık. Ağır çantalarımız, çadırlarımız ve diğer teknik malzemelerimizi uzun yol boyunca taşımamak adına traktöre yükledik ve yürümeye başladık.

DSCN0114 (2)

Yürüdüğümüz yol sürekli yukarı çıkan bir yoldu ve yaklaşık bir buçuk saat sürdü. Yol ayrımına geldiğimizde hangi taraftan gideceğimizi kestiremediğimiz için traktörle gidenlerle iletişime geçerek traktörün geri dönmesini sağladık. Böylelikle büyük bir kısmımız traktörle kamp alanına kadar devam etti. Kamp alanında herkes çadırı için uygun bir alan seçip çadırını kurdu. Çadır kurma faslı bittikten sonra Sönmez hoca hepimiz için mercimek çorbası yaptı, yiyecek adına neleri yanımızda bulundurmamız gerektiğini gösterdi. Çorbalarımızı içtikten sonra bir kısmımız keşif turuna çıktık ve ertesi gün çıkacağımız zirveyi gördük. Birçoğumuz keşif esnasında çıkmayı planladığımız tepeye zorlanarak çıktık ancak ertesi günkü zirve çıkışı için bu bir antrenman oldu.

Döndüğümüzde hava kararmıştı ve çok acıkmıştık. Hemen çadır gruplarımızla yemek yapmaya başladık. Çoğumuz makarna ve çorba ile karnını doyurdu, ateş başında çay içti ve saat 10da çadırlara gitti böylelikle sessizlik sağlanmış oldu.

Untitled

17 Kasım

Sabah 4 gibi hava henüz aydınlanmadan uyandık. Çadırlarımızda kahvaltımızı yaptık ve saat 5.20 gibi yola çıktık. Karanlıkta kafa fenerleriyle başladığımız yürüyüşe güneşin doğuşunu izleyerek devam ettik. Bugüne kadar gördüğüm en güzel manzaralardan biriydi. Yaklaşık bir buçuk saat sonra bir önceki günde vardığımız tepeye geldik ve bu tepe bizim temsili zirvemiz oldu. Dönüşte almak üzere fazlalık olan eşyalarımızı buraya koyduk. Burada bir süre zaman geçirip grup fotoğraflarımızı çekip Gelincikana’ya doğru devam ettik. Zirveye kadar kullandığımız rota Deresinek Baca Teknik Rotası oldu. Yer yer zorlandık çünkü bastığımız yer çoğunlukla kayan küçük taşlardan oluşuyordu, tırmandığımız bacada ise oynayan taşlar vardı ve bu taşlar sürekli arkamızdakilere doğru düşüyordu. Bacayı da tırmandıktan sonra birkaç dakikalık mola verip toplamda 5 buçuk saatlik yürüme ile 2675 metredeki Gelincikana zirvesine kadar çıktık.

Zirveye vardığımızda herkes birbirini tebrik etti, fotoğraflar çekildi ve zirve defterine yazı yazıldı. Birçoğumuz kendine bir zirve taşı aldı. Hava ise daha iyi olamazdı, bulut, sis çok altımızda kalmıştı ve yukarısı günlük güneşlikti. 10-15 dakika kadar zirvede geçirdiğimiz zamandan sonra tekrar aşağı inmek üzere yürümeye başladık. Bu dönüş yolumuzda kullanmak istediğimiz rotada bir kilitlenme yaşadık ve devam edemedik, bu sebeple planladığımızdan daha aşağıya gidip oradan tekrar yukarı çıkmamız gerekti. Kilitlenme esnasında ortaya çıkan ve planladığımızdan daha aşağıdan çıkmaya başlamamız ile birlikte kaybettiğimiz zaman kamp alanına dönüş saatimizi iyice geciktirdi. Uzunca bir mesafeyi yukarı doğru yeniden yürümek zorunda kaldık ve buna dayanarak “bir günde iki zirve yaptık” demeye başladık. En sonunda temsili zirvemize vardık ve bıraktığımız eşyaları alıp kamp alanına doğru yürümeye devam ettik. Kamp alanına oldukça yaklaştığımız bir anda etrafımızı sis kapladı. Kamp alanına vardığımızda saat 17.30 olmuştu, fazla zaman kaybetmeden eşyalarımızı ve çadırlarımızı topladık ve bizim için gelen traktöre yükledik. Gün boyunca çok yorulan arkadaşlarımız traktöre binerek köye indi, diğerlerimiz ise yürüyerek döndü. Köye giden yolun yarısında gelen bir araç bizi alarak köye kadar bıraktı. Köy kahvesinde birer çay içip eşyalarımızı otobüse yerleştirdik. En sonunda akşam 8 gibi oradan harekete geçtik. Dönüş yolunda Eskişehir’de bir dinlenme tesisine girip yemek yedik. Faaliyetin sonundaki kebap yeme sözünü almıştık ancak denk getiremedik. İstanbul’a vardığımızda evi yol üzerinde olanları bırakarak devam ettik. Son olarak Koç Üniversitesi’ne gelenler olarak birkaç kişi kaldık ve okula vardığımızda saat 5.30u bulmuştu.

Bu benim ilk zirve çıkışım oldu, bunu yapmama vesile olan KUDAK’a teşekkür ediyorum!

Nursen Yılmaz

Tüm Fotoğraflar

 

 

 

Yorum

*

captcha *

nakliyat evden eve nakliyat antakya evden eve nakliyat