Tarih: 24-25 Ekim 2015
Ekip Lideri: Sönmez Erkaya
Faaliyet Sorumlusu: Nursen Yılmaz
Katılanlar: Sönmez Erkaya, Nursen Yılmaz, Merve Çapacı, Kardelen Cemhan, Elif Ayata, Buğra Çolak, Reyhan Çağaç, Saliha Nur Kılıç, Frances Alexandra Rose Varty, Burak Tosun, Ezgi Kısa, Genco Levi, Selim Ölçülüoğlu, Ivo Evans Storrie, Sezi Ayşem Tuğanalp, Melisa Kocabaş, Paul Parent, Ayberk Yağız İdiz
Kullanılan Malzemeler: Çadır, Mat, Uyku Tulumu, Baton, Teknik Kampçılık Malzemeleri
Hava Durumu: İlk gün yağışlı ve sisli, ikinci gün güneşli
24 Ekim Cumartesi
Faaliyet 24 Ekim Cumartesi günü sabaha karşı eÅŸyalarımızı toparlayıp ana kampüsten çıkmamızla baÅŸladı. Yolda bazı üyeleri ve Sönmez hocamızı aldıktan sonra vapurla Bursa’ya geçtik. Bursa içinde gideceÄŸimiz yere saat 6.00 gibi ulaÅŸtık ve erken geldiÄŸimiz için 7.30 a kadar araç içerisinde dinlendik. Yol yorgunluÄŸunu biraz üzerimizden attıktan sonra yola çıktık ve parkettiÄŸimizdin yerden çok uzaklaÅŸmadan kahvaltı için durup öğlen yemeÄŸi yiyemeyeceÄŸimiz için iyice karnımızı doyurduk. Yemeklerimizi de bitirdikten sonra tekrar yola çıktık ve ilk olarak ULUDAK’tan bize rehberlik edecek olan hocalarımızla buluÅŸup ardından da kampa doÄŸru yola koyulduk. Kamp yolu boyunca Sönmez Hocamız bize faaliyet boyunca dikkat edilmesini istediÄŸi noktaları, kuralları anlattı ve çadır gruplarını oluÅŸturup görev dağılımını yaptı. Kamp yapacağımız yere gitmeden son yerleÅŸim yerinde durup market alışveriÅŸi yaptık ve kamp yapacağımız yere doÄŸru yükselmeye baÅŸladık. Yolda gördüğümüz bir ÅŸelalenin yanında durduk ve aÄŸaçlarda sonradan lezzetini unutamayacığımız elmaları görüp tadına baktık.
Yola devam ederken yağmurlu havadan dolayı yolun bozulduğu yerlerden geçemediğimiz için durmak zorunda kaldık ve kulüp olarak iş birliği içinde yolun bozuk kısımlarına etraftan topladığımız taşları yerleştirip aracı destlekleyerek bu engelleri aştık. Tüm bu maceradan sonra kamp yerimize vardığımızda hava epey sisli ve biraz yağışlıydı. İlk olarak eşyalarımız aldık ve çadırlarımızı kurduk.
Çadırlarımız da hazırlandıktan sonra biraz dinlendik ve etkinlik başlamıştı. İlk olarak biraz etrafı keşfettik ve kamp alanımıza epey yakın bir kulübe bulduk, gün boyu yağışlı olduğu için genel olarak kamp alanı çevresinde vakit geçirdik. Yağıştan korunmak ve ısınmak için kulübeyi kullandık, hava şartlarından dolayı durgunlaşan etkinliği biraz hareketlendirmek adına bazı arkadaşlarımız İsmet hocamız eşliğinde küçük bir keşif gezintisine çıktılar ve dönüşleriyle beraber yemeği de aynı kulübede yedik. Yemeklerden sonra kulübede biraz dinlenirken bir yandan da şarkılar, türküler söyleyipeğlendik ve ardından çok geçe kalmadan yattık.
25 Ekim Pazar
Sabah erken kalkmış olmamıza rağmen gece buna hazırlıklı olarak erkenden uyuduğumuz için kolayca toparlanıp kahvaltılarımız ettik ve bu sırada hava şartlarının önceki güne göre daha iyi olduğunu farkettik. Bu iyi haberle beraber kahvaltılarımızın ardından zaman kaybetmeden ekipmanlarımızı alıp hazırlandık ve tüm grupla beraber zirve yürüyüşüne başladık. Yürüyüş ilk olarak beyaz taşlı bir yolda ağaçların arasından yaylalara tırmanarak geçti, ilk yaylaya ormanın içinden kısa bir patikatan geçiş yaptık ve hayvancılık yapmak için bölgeyi kullananların sesleriyle karşılandıktan sonra seslenerek anlaşıp yola devam ettik. İlk yaylanın ardından yine ağaçların arasındaki patikalardan ikinci yaylaya yani Balabancık Yaylasına geçtik.
Balabancık yaylasında bir mola verdik, biraz atıştırdık ve zirveye devam etmek istemeyen arkadaşlarımızın bizi beklemesi için uygun yerler bulduk. Yayladaki işlerimizi bitirdikten sonra yolun zor kısmına gelmiştik çünkü artık ağaçların olduğu seviyeyi geçip kayalık olan bölgeye gelmiştik ve biraz daha ilerlediğimizde eğimin artacağını görebiliyorduk. Ağaçların bitmesinden dolayı etrafı sis olmasına rağmen yukardan olduğu için çok daha net görebiliyorduk ve güzel manzarlarla karşılaştık, tabi ki fotoğraf çekmeyi ihmal etmedik. Yolun devamında ilk olarak bir şelaleyi geçtik, ardından birbiri üzerinde yükselen tepeleri gördük, burdan sonra gideceğimiz bölüm kayalıklardan oluşuyordu. Kalan yolda birbiri üzerinde yükselen tepelere hangisinin sonuncusu olduğunu sisten dolayı çıkaramadan tırmanmaya devam ettik, bu sırada yüksekliğin de etkisiyle hava gitgide soğudu ve sis daha da arttı. Bu koşullar altında zirveye çok fazla yolumuz kalmamış olmamasına rağmen geri dönmek zorunda kaldık ve dönmeden önce çıktığımız en yüksek noktada bir mola verip biraz atıştırıp çay vs. içtik.
Dönüş yolunda aşağı indikçe geldiğimz yerdeki sisin dağıldığını farkettik ve ağaçları tekrar görebildiğimiz seviyeye geldiğimizde sis neredeysekalkmıştı ve yerleşim yeri seviyesine kadar görebiliyorduk. Balabancık yaylasına geldiğimizde orda küçük bir mola verip bizi bekleyen arkadaşlarımızı da aldıktan sonra tekrar yola koyulduk ve ilk çıktığımız yaylaya kadar yürüdük. Bu yayladan sonra geldiğimizden farklı daha kestirme bir yoldan kamp alanına döndük.
Kamp alanına döndükten sonra eşyaların çoğunu önceden hazırlamış olmamızın da verdiği rahatlıkla hızlıca toparlandık ve kulübenin kullandığımız bölgesini bulduğumuz gibi bırakmak için çadırlardan sonra orayı toparlayıp temizledik, sonrasında da araca bindik ve dönüş yolculuğumuz başladı. Dönüş yolunda Sönmez hocamızla birlikte etkinlik hakkına konuştuk ve etkinliği değerlendirdik. Bursaya vardığımızda ise akşam yemeğinde hep beraber köfte yiyerek midelerimize de bayram ettirdik. Dönüş yolculuğumuzda 3 kez arabamızın lastiği patladığı için biraz geçe kalsak da memnun bir şekilde okula döndük.
Ayberk Yağız İdiz
